10 Temmuz 2007 Salı

Göz

Bakana bakarken bakılması daha hoş olan, dünyaya olan algımızı şekillendiren, renklendiren, hareketlendiren yegane organdır göz. Görme dışındaki en önemli işlevi duyguları dışa yansıtabilme yetisidir. Şekil olarak belki hep aynıdır ama bazen içinizi burkar, bazen neşe verir. Hatta insanın gözden ibaret olduğunu söyleyenlere bile rastlanabilir. Çok da haksız değiller sanırım...

9 Temmuz 2007 Pazartesi

Evlilik

Var oluşumuzdan bu yana varmış gibi hissettiren müessese. Kavrama meşrulaştırma çabası diye bakıldığında sakat. Mevzuya yeni bir yaklaşım getirilebilir mi kadın ve erkek arasındaki farklılıkların daha farklı boyutlara geldiği bir dönemde? O da sakat bir taraf.

Masumiyet

Bir arkadaşım tarafından "ukalanın teki abi o adam" diye nitelendirilip beni şaşırtan Zeki Demirkubuz'un hayat karşısında kaybetmiş insanları konu aldığı başarılı türk filmi. Oyunculuk performansları açısından ayrı bir parantezin açılması kaçınılmaz. Haluk Bilginer'in tiradını izlerken, her geçen saniyede göstermiş olduğu performansa hayranlığımız katlanarak artarken, hiç bitmesin istiyorsunuz izlediğiniz sahne. Sinemanın büyüsü kurgu olanı gerçekmiş gibi biz üçüncü şahıslara izlettirmesidir dışardan. Ne kadar içine girerseniz o kadar başarılı mıdır eser, hayata olan benzerliği mi ayakta tutar yapıtı cevap bulamadığım sorular. Ama gerçek hayatta yaşama ihtimali daha yüksek, kahraman sosuna fazlaca batırılmamış, yaşamın kirliliğinden çokca sterilize edilmemiş insanları izlemek daha çekici gelmiştir bana. Bu nedenle kolayca beğendirebiliyor Masumiyet kendisini. Güven Kıraç'ı özellikle Takva'daki abartılı oyunundan sonra iyiden iyiye sevmemeye başlamama rağmen Yusuf rolü rol olmaktan çıkmış, oturmuş üstüne. İnsan katleden bir masum, kör-sağır körpe bir masuma kol kanat gererken, aşkının peşinde koşan diğer iki masumla karşılaşıyor bir otelde. Masumiyet kavramını irdeliyorsunuz filmi izlerken, kafada oluşup kafada biten bir kavram mıdır, yoksa fiziksel yanına mı endekslidir? Kızarsınız Uğur'a Bekir'e yaptıklarından dolayı, bir yandan da aşkı için çektiklerini görür hak verirsiniz. Her karakterin aydınlık yüzünü gösterirken diğer tarafının aslında ne kadar karanlık olduğunu hissettirir yönetmen. Hayat gibidir, temizlenmek için çamura batmak gerekir bazen. Laf-ı Güzaf bir yana (zaten Demirkubuz ziyadesi ile anlatmıştır istediğini)izlenmesi gereken türk filmlerindendir Masumiyet.